By 19 Mart tarihinde birtakım siyasilere yönelik operasyonlarla başlayan ve nisan ayının birinci haftasnda ABD’nin açıkladığı şok gümrük tarifesiyle dünyada büyüyen ticaret savaşları, Türkiye iktisadında kırılganlığı artırdı.
Bu süreç, Merkez Bankası’nın faiz indirimi siyasetini bilakis çevirdi. Aralık ayında başlattığı indirimlerle siyaset faizini mart ayında yüzde 42,5’e kadar çeken Merkez Bankası, nisan ayında yaşanan belirsizlikler nedeniyle faizi yüzde 46’ya yükseltti. Birebir devirde bankaların ortalama mevduat ve kredi faizlerinde de sert artışlar kaydedildi.
MEVDUAT VE KREDİ FAİZLERİNDE SERT ARTIŞ
Dünya Gazetesi’nden Naki Bakır’ın aktardığına nazaran, mevduat faizleri bilhassa 3 ay ve 1 yıl üzeri vadelerde besbelli biçimde arttı. Kredilerde ise en yaygın başvurulan gereksinim kredisi ile ticari kredi faizlerinde süratli yükselişler görüldü.
Merkez Bankası’nın haftalık datalarına nazaran, 14 Mart ile 18 Nisan ortasındaki beş haftalık devir içerisinde bir ay vadeli mevduat faizi yüzde 47,98’den yüzde 52,11’e, üç ay vadeli mevduat faizi ise yüzde 49,91’den yüzde 55,68’e çıktı.
1 MİLYON TL’NİN GETİRİSİ DEĞİŞTİ
Bu süreçte 1 milyon TL’lik mevduatın bir aylık getirisi stopaj düşüldükten sonra 33.520,27 liradan 36.866,71 liraya, üç ay vadelide ise 34.868,63 liradan 38.899,73 liraya yükseldi. Öte yandan altı ay vadeli mevduatta faiz oranı az da olsa gerileyerek, getiride düşüşe yol açtı.
Kredi tarafında, gereksinim kredilerinin yıllık kolay faiz oranı yüzde 62,73’ten yüzde 70,58’e çıktı. Taşıt kredilerinde faiz yüzde 41,46’dan yüzde 43,47’ye yükselirken, konut kredisi faizleri ise hafif bir gerileme gösterdi. Ticari kredilerin faiz oranları da mart ortasındaki yüzde 55,20 düzeyinden 18 Nisan prestijiyle yüzde 60,99’a ulaştı.
SANAYİDE CANLANMA UMUDU ZAYIFLADI
Dünya Gazetesi’nden Naki Bakır’ın köşe yazısında belirttiğine nazaran, endüstriciler mart ayında faizlerin düşmesini beklerken, hem iç siyasetteki gelişmeler hem de global ekonomik riskler nedeniyle bu beklenti gerçekleşmedi. Merkez Bankası, döviz piyasasındaki baskıyı azaltmak için faiz artırmak zorunda kalırken, bu durum bilhassa sanayi dalında yatırım ve üretim maliyetlerini artırarak yeni projelere adım atmayı zorlaştırdı.
Sanayi bölümünün finansman aracı olan ticari kredilerde yaşanan faiz artışları, firmaların hem iç piyasada hem dış pazarlarda rekabet gücünü olumsuz etkilerken, yüksek enflasyon ve faiz ortamında sanayicilerin ayakta kalma gayretini daha da zorlaştırdı.
