By
AK PARTİ TEŞKİLATIYLA BULUŞTU
Adalet Bakanı Tunç, Kocaeli programı kapsamında AK Parti Kocaeli İl Teşkilatıyla parti binasında bir ortaya geldi. Burada açıklama yapan Tunç, AK Parti’nin 23 yıldır iktidarda olduğunu söyleyerek, “Dünya siyaset tarihinde bu kadar uzun müddet, kesintisiz, en yüksek oranda seçimler kazanarak iktidarda kalabilen parti örneği çok yok. Bizim kendi demokratik siyasi hayatımızda da birinci sefer bu derece iktidarda kalan AK Partimiz ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bu başarıyı sağladı. Geçmişte Menderes devrinde 10 yıllık, sonrasında cuntacılar tarafından önü kesildi. Merhum Özal, 7 yıllık muvaffakiyetle devam eden, bugün de vefat yıldönümü, yeri cennet olsun onun hayallerini Recep Tayyip Erdoğan gerçekleştirdi. Hatta daha fazlasını, tahminen kat ve kat fazlasını. Ülkemiz 23 yılda, hem yüksek standartlı demokrasiye kavuşma noktasındaki gayrette hem de kalkınma ataklarında, eser üretme de onun hayallerinin de ötesinde icraatlare sahne oldu” dedi.
‘DARBECİLERİ, CUNTACILARI TARİHE GÖMEN BİR PERİYODA KAVUŞTUK’
AK Parti’nin uzun mühlet iktidarda kalmasının sebeplerine de değinen Bakan Tunç, “Bunun en kıymetli sebebi, iktidarda milletin sesi olması. Milleti üzere düşünmesi, takımlarının milletin taleplerine hassas olması ve icraatçı, kalkınmacı olması, ülkemizi vesayetçi, darbeci anlayıştan arındırarak, cuntacı anlayışı tarihe gömerek Türkiye’yi yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşturması uğraşından dolayıdır. Millet iradesini üstün tutmasından, milletinin taleplerine hassas olmasından dolayıdır ve en kıymetli sebebi de başkanımız, cumhurbaşkanımızın milletin gönlünde taht kurmasındandır, milletinin onu güvenmesi, onun da milletine güvenmesindendir. Bu karşılıklı itimat bizi bugünlere getirdi ve ülkemize çok büyük eserler kazandırmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız dur durak bilmeden meclisiyle, belediye liderleriyle, tüm teşkilatıyla, takımlarıyla sahiden bir gün bile israf etmeden bu millet için daima gece-gündüz çalıştı ve 23 yıldan bu yana da rekor kıran bir iktidar sürecimiz oldu. Bir yandan 81 vilayeti, ülkemizin her bir köşesini hiçbir ayrım yapmadan yapıtlarla donatırken, icraatlar yaparken limanlar, üniversiteler, okullar, hastaneler, demiryolları, süratli trenler, her tarafı büyük yatırımlarla tanıştırırken, öbür yandan da ülkemizin demokratik kalkınmasını da sağladı. 10 yılda bir önü kesilen, muhtıralarla, darbelerle ulusal iradeye ket vurulan bir noktadan biz, darbecileri, cuntacıları tarihe gömen bir periyoda kavuştuk” tabirlerini kullandı.
‘O 27 NİSAN BİLDİRİSİNİN GERİSİNDE DURAN YARGIÇLAR, GAZETECİLER, ONLARI BİZ UNUTMADIK’
Bakan Tunç, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü;
“Bugün yargı bağımsızlığından bahsedenler, hukuk devleti unsurundan, demokrasiden bahsetmeye çalışanlar, o 27 Nisan bildirisinin ardında duran yargıçlar, gazeteciler, bugün hala yazı yazanlar, onları biz unutmadık. Bu ülkede mecliste cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili olarak dönemin YÖK Başkanı çıkıp ‘Meclisteki yapılan seçim geçersizdir’ diye basın toplantısı yapabiliyordu. Artık yapsın bakalım. Bu ülkenin Genelkurmay Başkanı, cumhurbaşkanlığı seçiminde ‘Biz tarafız’ diyebiliyordu. 2012’ye geldiğimizde MİT krizi, 2013 iktisatta enflasyonu tek haneli sayıya indirdiğimiz, faizlerin yüzde 5’lere düştüğü, IMF ile defteri kapattığımız, borcumuzu sıfırladığımız, dünyaya artık ekonomik bağımsızlığımızı ilan ettiğimiz ve dünya projeleri, Kanal İstanbul’undan dünyanın en büyük havaalanına varıncaya kadar, nükleer santral ihalelerinin, güç projelerinin, savunma sanayi ihalelerinin konuşulduğu, artık o en parlak devrimizde tekrar bu ülkeyi durdurmak istediler ve Seyahat Parkı’nda yaktıkları ateşi bütün Türkiye’ye sarmak istediler. Orada sokak darbesiyle başaramadıklarını, bu sefer masa başında 17-25 Aralık’ta ‘Emniyet-yargı darbesiyle yapabilir miyiz’ diye yine bir teşebbüste bulundular. Orada da başaramadılar. 2014-2015 terörün azdırıldığı, Kobani olaylarından Suruç patlamasına, Gar patlamasına varıncaya kadar bir kaos ortamıyla bu ülkeyi adeta o 15 Temmuz hain kalkışmasına giden taşları birer birer döşemeye devam ettiler ve 15 Temmuz gecesi de ‘Artık son darbeyi vuralım; Recep Tayyip Erdoğan’ı iktidardan düşürelim; bu AK Parti’nin önünü lakin bu formda kesebiliriz’ diye yola çıktılar; milletin silahlarını millete doğrultular, tankları milletin üstüne yürüttüler; o gece millet ülkesine sahip çıktı. Vatanına, bayrağına, demokrasisine sahip çıktı ve meydanlara koştu.”
‘YARGIYA YÖNELİK BİR EKİP ATAKLARI DAİMA BİR ARADA GÖRÜYORSUNUZ’
Yargı sistemine de değinen Bakan Tunç, “Vesayetçi, darbeci anlayışa takviye olan bir yargı anlayışı yerine bugün darbecinin karşısında duran, cuntacının karşısında duran milletin hakkını, hukukunu savunan, insan haklarını savunan bir yargı sistemine kavuştuk. İşte hazmedilemeyen de bu. Bunu hazmedemedikleri için daima adalete yönelik, yargıya yönelik bir ekip hücumları daima birlikte görüyorsunuz. Yargımız her zamankinden daha bağımsız ve tarafsız bir biçimde vazifesini yapıyor ve millet iradesine ve demokrasiye saygılı bir biçimde milletin hakkını, hukukunu sonuna kadar savunuyor. Yolsuzluktan da hesap soruyor, teröristten de hesap soruyor, yanlış yapandan, hukuka muhalif davranandan hesap sormaya devam edecek. Bundan hiç kuşkunuz olmasın” dedi.
‘BİZ BUNU KÂFİ GÖRMÜYORUZ’
Yeni anayasa çalışmaları ile ilgili de konuşan Bakan Tunç, “Anayasada ‘Sıkıyönetim ilan edilebilir’ diye unsur vardı, bunları daima milletimizin onayıyla kaldırdık. Darbecilerin yargılanamayacağına yönelik hususlar, hepsi milletimizin evet oylarıyla değişti. Tabi biz bunu kâfi görmüyoruz. ‘Bu ülkenin yeni bir anayasaya da gereksinimi var. Darbecilerin yazdığı bir anayasayla değil, milletin temsilcilerinin mecliste yazdığı ve onayladığı ve millet tarafından da kabul gören bir demokratik, sivil, iştirakçi bir anayasa ile Türkiye Yüzyılı’na başlamamız lazım’ diyoruz” tabirlerini kulandı.
‘2028’E GİDEN ŞU SEÇİMSİZ GEÇECEK DEVRİ EN HOŞ HALDE DEĞERLENDİRECEĞİZ’
Terörün ülkeye verdiği ziyanlara da değinen Bakan Tunç, “Bundan sonra bu ülkede terör olmasın; terör örgütleri olmasın; çocuklarımız, geleceğimiz, gençlerimiz huzurlu bir geleceğe kavuşsun; bunun çabasını yapıyoruz ve yapılan çalışmalar var. Terörsüz Türkiye’nin eşiğindeyiz ve inşallah terörün kendini feshettiği, silahların bırakıldığı bir periyoda geçerek ülkemiz için yeni bir periyodu başlatacağız ve bu ülkenin gelişmesi, kalkınması çok kıymetli. Daha güçlü olmamız lazım. Filistin’in, oradaki mazlumun, dünyanın neresinde bir insan hakları ihlali varsa daha güçlü savunabilmemiz için Türkiye’nin daha güçlü olması lazım ve bunu inşallah yeni devirde çok daha güçlü bir formda başaracağız. Terörden arınmış ve gerek pandeminin tesiri gerek etrafımızdaki savaşların tesiri gerekse 6 Şubat’ta meydana gelen zelzelelerin tesiriyle ekonomimizdeki sarsılmayı süratli bir biçimde telafi ederek önümüzdeki 2-3 yılı, 2028’e giden şu seçimsiz geçecek devri en hoş biçimde değerlendireceğiz ve 2028’e yaklaştığımızda tekrar bu millet, ‘Recep Tayyip Erdoğan diyecek; AK Parti diyecek, Cumhur İttifakı’ diyecek. Bundan hiç kuşkunuz olmasın” tabirlerine yer verdi.
