By
İSTANBUL’da bu yıl 3’üncü kere düzenlenen Yeditepe Bienali’nin açılış merasimine katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Geçtiğimiz haftalarda ana muhalefet partisinin de kışkırtmasıyla mahalle baskısını mumla aratan bir faşist dalgaya şahitlik ettik. Sanat dünyamız ve toplumsal medya fenomenlerini amaç alan zorbalıklar, tahammül sonlarını aşan dehşetli boyutlara ulaştı. Yıllardır özgürlükten bahsedenler, yalnızca kendilerine takviye vermedi diye sanatkarlarımızı, atletlerimizi ve gençlerimizi adeta linç ettiler. O denli ki bu dayatmalardan bunalan birçok isim toplumsal medya hesabını kapatmak zorunda kaldı. Sanatkarları fişlediler, atletleri fişlediler, yerli ve ulusal markaları fişlediler. Boykot mazeretiyle ülkenin iktisadına ziyan vermeye çalıştılar” dedi.
Fatih Belediyesi ve Klasik Türk Sanatları Vakfı iş birliğiyle, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde gerçekleştirilen 3. Yeditepe Bienali, ‘Gölge Varsa Işık da Var’ temasıyla sanatseverlerle buluştu. İstanbul’un Sirkeci Garı Ambarları, Yedikule Hisarı, Nuruosmaniye Camii Mahzeni ve Nusret Çolpan Sanat Galerisi üzere tarihi yerlerinde klasik Türk sanatlarını çağdaş bir bakış açısıyla yorumlayan yapıtları bir ortaya getiren 3. Yeditepe Bineali’nin açılışına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve çok sayıda davetli katıldı. Sınır, tezhip, ebru, minyatür ve çini üzere sanat kısımlarında hazırlanan yapıtların yer aldığı bienalde, Türkiye’den ve farklı ülkelerden bir çok sanatçı çalışmalarını sergiliyor.
’15 ÜLKEDEN 263 SANATKARIN 215 YAPITINA KONUT SAHİPLİĞİ YAPACAK’
Programda iştirakçilere hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Klasik Türk Sanatları Vakfı ve Fatih Belediyemizin iş birliği ile tertip edilen 3’üncü Yeditepe Bienali Açılış Merasimi vesilesiyle sizlerle bir ortaya gelmenin memnuniyeti içerisinde, kültür, tarih ve medeniyetimizin şahikalarından İstanbul’da böylesine değerli bir programın yapılmasını son derece değerli buluyorum. Türkiye’nin yanı sıra farklı kıtalardan, farklı ülkelerden, farklı kentlerden bienalimizi teşrif eden sanatkarlarımızın her birine güzel geldiniz diyorum. Klâsik sanatlarımızı tüm zarafetiyle, derinliğiyle, olanca birikimiyle bugünlere taşıyan 3’üncü Yeditepe Bienali’nin düzenlenmesinde emeği geçen tüm kardeşlerime kalpten teşekkür ediyorum. Artık klâsik hale gelen Yeditepe Bienalimiz, iki ay boyunca 15 ülkeden 263 sanatkarın 215 yapıtına mesken sahipliği yapacak. Filistin, İspanya, Endonezya, İran, Irak, Suriye, Pakistan, Rusya, Fransa, Hollanda, Belçika, Özbekistan, Japonya ve Çin’den sanata gönül vermiş usta isimlerin yapıtları üç farklı lokasyonda bir ortaya gelecek. Her biri kendine has motifler ve izler taşıyan bu eserler, Yedikule Hisarı, Nuruosmaniye Camii Mahzeni ve Sirkeci Garı ambarlarında milletimizle buluşacak. Böylece kültür ve sanatın kozmik birikimi, lokal üslup ve özellikleriyle birlikte İstanbul’da sergilenecek. Üç kıtanın kalbi, yaza gerçek yol aldığımız bu bahar günlerinde farklı ülkelerden gelen yapıtlarla birlikte daha da renklenecek, inşallah daha da canlanacak” sözlerini kullandı.
‘BU KAPIDAN GİREN HERKES BİR KISSAYA ADIM ATMIŞ OLACAK’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün yalnızca bir kültür-sanat aktifliğinin açılışını yapmıyoruz; medeniyetimizin asırlara salih estetik anlayışını, sanat geleneğini, kültürel hafızasını tekrar yorumlamanın, tekrar gün yüzüne çıkarmanın gururunu yaşıyoruz. Şunu büyük bir iftiharla söz etmek istiyorum. Yeditepe Bienali, bu coğrafyanın ruhunu taşıyan klasik Türk sanatlarını, günümüzün kültür ve sanat iklimiyle buluşturan çok bedelli bir adımdır. Bu programa ilham veren kültür ve sanat hazineleri, bizim kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi, nasıl bir maziye sahip olduğumuzu en hoş nişanelerden bilir. Zira biz, çini ile konuşan, sinirle anlatan, ebru ile dua eden, tezhip ile sabrını resmeden bir milletiz. Bizim sanat anlayışımızda kibir ve bilhassa de gösteriş asla yoktur. Bizim sanat ideolojimizde Hakk’ın kusursuz yapıtlarının izdüşümü, hakikat ışığının yansıması vardır. 3’üncü Yeditepe Bienali’nde gözbebeğimiz İstanbul’un farklı köşelerinde, iki ay boyunca inşallah tekrar ihya edilecek kültür ve sanat hazinemiz farklı reçeteleriyle bir sefer daha ortaya çıkacaktır. Bienal kapsamında üç farklı yerde sergilenecek her bir eser, geçmişle bugün ve gelecek ortasında kurulan bir köprü olacak, medeniyetimizin kapılarını arkasına kadar açacaktır. Bu kapıdan geçen herkes, yalnızca bir sanat yapıtına değil; bir öyküye, bir bütüne, bir mana dünyasına da adım atmış olacaktır” dedi.
‘BOYKOT MAZERETİYLE ÜLKENİN İKTİSADINA ZİYAN VERMEYE ÇALIŞTILAR’
Cumhurbaşkanı Erdoğan son günlerde ana muhalefet partisi CHP ile ilgili yaşanan gelişmelere de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçtiğimiz haftalarda ana muhalefet partisinin de kışkırtmasıyla mahalle baskısını mumla aratan bir faşist dalgaya şahitlik ettik. Sanat dünyamız ve toplumsal medya fenomenlerini amaç alan zorbalıklar, tahammül hudutlarını aşan dehşetli boyutlara ulaştı. Yıllardır özgürlükten bahsedenler, yalnızca kendilerine dayanak vermedi diye sanatkarlarımızı, atletlerimizi ve gençlerimizi adeta linç ettiler. O denli ki bu dayatmalardan bunalan birçok isim toplumsal medya hesabını kapatmak zorunda kaldı. Sanatkarları fişlediler, atletleri fişlediler, yerli ve ulusal markaları fişlediler. Boykot mazeretiyle ülkenin iktisadına ziyan vermeye çalıştılar. Ecdadın emaneti tarihi mescitlerimize edepsizlik ettiler. Bu ülkede 1940’larda nasıl bir endişe ikliminin karar sürdüğünü bizlere birkaç hafta içinde örnekleriyle tekrar hatırlattılar. Kültür sanat erbabımız başta olmak üzere milletime şunu tekrar söylüyorum: Uğruna ağır bedeller ödediğimiz özgürlüklerimizi kimse bu milletin elinden alamaz. Kimse bu ülkenin kültür-sanat erbabına dayatmalarda bulunamaz. Kendini ülkenin yegane sahibi zanneden bir avuç zorbanın taşkınlıklarına eyvallah etmedik, bundan sonra da etmeyeceğiz. Sesi çok çıkanlar, bağıranlar, çağıranlar, kelamın şehvetine kapılıp sağa sola tehdit savuranlar, kazın ayağının hiç de o denli olmadığını görecekler. Sanatkarlarımız, atletlerimiz ve gençlerimiz bilhassa müsterih olsun. Ana muhalefetin hortlatmaya çalıştığı tek parti faşizmi tarihe karışmıştır ve eski Türkiye’nin makus bir anısı olarak kalmaya mahkumdur. Darbenin, cuntanın, yasakların ve baskıların hükümran olduğu o karanlık günleri geri getirmeye kimsenin gücü yetmez ve yetmeyecektir” dedi.
