By Aydın’ın Çine ilçesine bağlı Topçam Köyü’ndeki cennet ormanların içerisinde faaliyet gösteren ve Topçam ormanlarını cehenneme çeviren maden ocağının ÇED raporunun iptali için açılan davada eksper incelemesi yapıldı. Yörenin köylüleri ve çevreciler keşifte reaksiyonlarını gösterdi.
Topçam Köyü Dedeler mahallesi Hüseyin Deresi mevkiinde yaşayan Coşkun ailesi ismine; madencilik faaliyetlerinin etrafa ve köy halkına olan tesirleri, yasal müsaade süreçleri ve faaliyetlerinin hukuka uygunluğuyla ilgili Latmos Platformu hukukçusu Mehmet Cilsal’ın hazırlamış olduğu davanın eksper keşfi yapıldı.
Bilirkişi heyetinde bulunan uzmanlarca maden faaliyetinin sürdürüldüğü alanda ve davacı Coşkun ailesinin meskeninde madencilik faaliyetlerinin tabiata ve burada yaşayanlara olan tesirleri yerinde incelendi.
BÖLGENİN ÇEVRECİLERİ KÖYLÜLERE DAYANAK VERDİ
Latmos Platformu, AYÇED, Kuşadası Etraf Platformu, Kuşadası Beşparmak Dağcılık ve Spor Kulübü, Tema Aydın Vilayet Temsilciliği, Akbük Tabiat Gönüllüleri Kümesi, EKODOSD, Coşkun ailesine dayanak olmak için alanda hazır bulundu.
Hukukçu Mehmet Cilsal tarafından süreçle ve bundan sonra yaşanacaklarla ilgili iştirakçilere bilgi verildi. Coşkun ailesinin fertleri tarafından, başlarından bugüne kadar geçen olayları anlatıldı.
MADEN OCAĞI KÖYÜN İÇİNE KADAR GİRDİ
Mahallede en büyük ezayı çeken Coşkun ailesinin hayat alanları maden ocağının çabucak yanı başında olduğu görüldü.
“DİNAMİT PATLATMALARI ZELZELEDEN BETER”
Ali Coşkun ve ailesi keşifte yaptıkları açıklamada , “Hayatlarında birçok sarsıntı yaşadıklarını lakin maden ocaklarının patlattığı dinamitlerin yarattığı tesirin sarsıntıdan daha büyük sarsıntı yarattığını, konutlarının üzerine taşlar ve tozlar yağdığını, ineklerinin madenden gelen taşla öldüğünü, kendilerinin, hayvanlarının, fıstık çamlarının büyük ziyan gördüğünü” söylediler.
İMAM BİLE KÖYÜ TERK ETTİ
Köyde vazifeli imamın bile, yeni doğan bebeğinin dinamit patlatmalarından çok rahatsız olduğunu, tozlara dayanamadıklarını, huzur bulamadıklarını ve bu nedenle kendini tayin yaptırarak köyü terk ettiğini anlattılar.
Ne yazık ki Latmos (Beşparmak) Dağları’nda olduğu üzere, Madran Dağları’nda da insanların ve hayvanların hayat alanlarının yanı başında madencilik faaliyetleri sürdüğünü belirten davanın Hukukçusu Mehmet Çilsal yaptığı açıklamada “Topçam Madencilik Şirketi’nin(Mehmet DAĞ) İşletme Ruhsatı alanı tıpkı vakitte bölge ahalisinin ömür alanı olup bağ bahçecilik, zeytincilik, arıcılık, çam fıstığı vb. ile geçimlerini sağlamaktadır. Hasebiyle “orman”, “zeytinlik”, “tarım”, “mera” vasfındaki Topçam Dedeler Mahallesi’nin coğrafyası “Zeytinciliğin Islahı, Yabanilerin Aşılattırılması Hakkındaki Kanun”,“Çevre Kanunu”, “Orman Kanunu”, “Toprak Muhafaza ve Arazi Kullanımı Yasası” ve “Mera Kanunu” tarafından korunma altında olduğu halde 2 şirket de kelam konusu kanunların emrettiği müsaadeleri temin etme gereği dahi duymamıştır. İşyeri açma çalışma ruhsatları ile işletme müsaadelerinin tamamı ise türel gerçerliliği olmayan 2008 tarihli ÇED Muafiyet evrakına dayandırılmıştır. Günümüze kadar yapılmış madencilik faaliyetleri Maden Kanunu Madde7, 10 ve 24 kararları hilafına yapılmış olup işletme ruhsatının bu yüzden iptal edilmesini ümit ediyoruz. Bilim insanlarından oluşan keşif heyetinin yaptığı saha incelemesi ile düzenleyecekleri rapordan da ümitliyiz. Bölgenin kadim yurttaşları olarak Yargının lehimize vereği karar sayesinde patlatmasız, gürültüsüz, kirletilmeyen tabiatımızla başbaşa kalacağımız günleri iple çekiyoruz”diye konuştu.
ORMAN KÖYLERİNDE YAŞANAN FELAKETİ UNSUR HUSUS ANLATTILAR
EKODOSD (Ekosistemi Müdafaa ve Tabiat Sevenler Derneği) mevzu ile ilgili yaptığı açıklamada bölgedeki felakete şu sözlerle dikkat çekti.
-Madran Dağları Aydın bölgesinin doğal ve kültürel zenginlikler açısından adeta bir açık hava müzesi niteliğinde çok değerli bir tabiat alanıdır.
-Latmos coğrafyasında geniş bir biçimde yayılış gösteren tarih öncesi kaya fotoğraflarının Madran Dağları’nda bulunması, bu kültürün daha geniş bir alana uzandığını da göstermektedir.
-Geçmiş devir uygarlıklarından kalan kaleler, kiliseler, kaya mezarları vb. birçok kültür varlığını bu coğrafyanın çabucak her yerinde görmek ve her an yeni bir keşfin çıkması mümkün görünmektedir.
-Burada yaşayan beşerler madencilik faaliyetinde olduğu üzere kayaları dinamitlerle patlamak yerine, doğal dokuyu bozmadan kalpak kayaların altını defan toprağıyla yaptıkları çamurla ve yöre taşlarıyla örerek, buğdaylarını, arpalarını ve kış armutlarını böcek ve kemirgenlerden koruyup sakladıkları tahıl ambarlarına dönüştürdükleri görülmektedir.
-Antik devirden kalan bu kültürün hala devam ettirilmesi bölgenin değerli zenginlikleri ortasındadır.
-Doğal ve kültürel kıymetleri, klâsik ömür kültürü, yöre halkının en değerli geçim kaynakları olan fıstık çamları madencilik faaliyeti nedeniyle delik deşik edilerek, bölge meyyit bir coğrafyaya yanlışsız gitmektedir.
-Aydın bölgesinin böylesine kıymetli bir coğrafyası maden ocaklarıyla geri dönülmez tahribatlarla yok edilmemeli, yöre insanlarının pak bir etrafta huzur içinde klasik hayatları bozulmadan, toplumsal ve ekonomik gelişimlerine takviye olacak projeler geliştirilmelidir.
