By Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türk milletinin öz evlatlarının Bayraktar, ANKA, AKINCI, AKSUNGUR, HÜRKUŞ, HÜRJET, ATAK, GÖKBEY, KAAN, KIZILELMA ile Türk milletinin imzasını gökyüzüne attıklarını bildirerek, “Bu yolda yürüyen, inançla, çabayla çalışan başta gençlerimiz olmak üzere herkesin önünü açmaya devam edeceğiz.” tabirini kullandı.
Bakanlıktan yapılan açıklamaya nazaran Kacır, Ulusal Türk Talebe Birliğinin düzenlediği, teknoloji alanında uzman isimlerin bir ortaya gelerek yeni hususları tartıştığı, ” Türkiye Yüzyılı’nda Ulusal Teknoloji Akademisi” programına katıldı.
Kacır, Ulusal Teknoloji Atağı’nın, Türkiye’nin kritik teknolojilerde yerli ve ulusal eser ve sistemlerini kendi imkanlarıyla geliştirmesinin, teknolojik bağımsızlığını elde etmesinin ve son olarak yüksek teknolojide rekabetçi bir ülke olarak iktisadını büyütmesinin ve refahını yükseltmesinin seyahati olduğunu belirterek, bu kapsamda TEKNOFEST düzenlediklerini anlattı. Atatürk Havalimanı’nda, 60 yıl kadar evvel Nuri Demirağ tarafından TEKNOFEST’ler düzenlendiğini anımsatan Kacır, 2000’li yıllara bu türlü gelindiğini fakat 2000’li yıllarda çok şeyin değiştiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, güçlü liderliği ile “Kendi evlatlarımızın alın terine, akıl terine güvenerek geliştireceğiz, üreteceğiz” iradesini ortaya koyduğuna işaret eden Kacır, “Türk milletinin öz evlatları, Bayraktar, ANKA, AKINCI, AKSUNGUR, HÜRKUŞ, HÜRJET, ATAK, GÖKBEY, KAAN, KIZILELMA ile Türk milletinin imzasını gökyüzüne attılar. Bu, bizler için özgüven ihtilali aslında. Onlarca yıl ‘başaramayız biz, oburlarının elde ettiklerini gerçeğe dönüştüremeyiz’ diyerek öğrenilmiş ya da öğretilmiş çaresizliklerle geçen ömrümüzün adeta baharını yaşıyoruz. Yine diriliş yaşıyoruz. Artık bütün dünya Türk insansız hava araçlarının harp paradigmasını değiştirdiğini konuşuyor.” değerlendirmesinde bulundu.
“Dev bir AR-GE ve inovasyon ekosistemi inşa ettik”
Kacır, evvelkilerden farklı olarak ulusal şuur üzerine bu muvaffakiyetin yükseldiğinin altını çizerek, bir yandan eğitim sisteminde esaslı değişiklikler yaptıklarını başka yandan dünyanın en büyük teknoloji şenlikleriyle milyonlarca gencin bu seyahate dahil olmasını sağladıklarını aktardı. Kesim Yerleşkede ve Yazılım Okulları üzere programlarla, üniversite çağındaki gençlerin daha fazla ulusal teknoloji atılımı alanına yönelmesini teşvik ettiklerine değinen Kacır, şöyle devam etti:
“Dev bir AR-GE ve inovasyon ekosistemi inşa ettik. Türkiye’nin, dört bir yanında teknoparklarımız var. 22 yıl evvel 2 teknoparkımız vardı, artık 106 teknoparkımız var. 22 yıl evvel 56 şirket Türkiye’nin teknoparklarında faaliyet gösteriyordu, artık 11 bin 500 şirket Türkiye’nin teknoparklarında inovasyon yapıyor. 1600’den fazla AR-GE ve tasarım merkezimiz var. AR-GE insan kaynağımızı, 29 binden 292 bine çıkardık. Türkiye’de bir yılda yapılan patent başvurusu sayısını, 414’ten 10 binin üzerine yükselttik. AR-GE harcamalarımızı, yıllık 1 milyar 200 milyon dolardan 16 milyar dolara çıkardık.”
“Savunma endüstrisinde, 3 bin 500 firmada 90 bin kişi çalışıyor”
Kacır, araştırma geliştirmeye Türkiye’de artık özel bölümün liderlik ettiğine işaret ederek, AR-GE’de yüzde 29 olan özel bölüm hissesinin, yüzde 65’lerin üzerine çıktığını bildirdi. Gençlerin bu muvaffakiyetleri ortaya çıkardığını vurgulayan Kacır, Türkiye’de savunma endüstrinde yaş ortalamasının 30 olduğunu, bu ortalamanın ABD’de 50’nin üzerinde bulunduğunu belirtti.
Sadece savunma endüstrisinde, 3 bin 500 firmada 90 bin kişi çalıştığını aktaran Kacır, şunları kaydetti:
“Halka halka bütün bu altyapıyı büyütmeye devam ediyoruz. Bu yolda yürüyen, inançla, uğraşla çalışan başta gençlerimiz olmak üzere herkesin önünü açmaya devam edeceğiz. En değerli görevimizin de bu olduğunu düşünüyoruz. Yürüttüğümüz bu uğraşlı çalışmalarla, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde daima birlikte Türk milletinin Türkiye Yüzyılı’nı inşa etmesini mümkün kılacağız.”
