By “SIZIN EMELİNİZ HIZMET DEĞIL, YALNIZCA KÂR!”
Gülcan Kış, yaşanan bağlantı krizinin bir sistem sorunu olduğunu belirterek, GSM şirketlerine şöyle yüklendi:
“Yıllardır milyonlarca aboneyle milyarlarca lira kâr eden operatörler, iş vatandaşa hizmet etmeye gelince sırra kadem basıyor. Her zelzelede çöken, saatlerce hizmet veremeyen bu sistem artık sürdürülemez. Sizin tek derdiniz para kazanmak; vatandaşın acısına, çaresizliğine kulak tıkıyorsunuz!”
“OPERATÖRLER ÇÖKER, BAKANLIK BAND DARALTMAYA GIDER”
CHP’li Gülcan Kış, Bakanlığın da en az şirketler kadar sorumlu olduğunu vurguladı:
“Bu ülkede irtibat çökünce bakanlık tahlil üretmez, tam bilakis toplumsal medyaya kısıtlama getirir. Band daraltarak ayıplarını mı örtmeye çalışıyorsunuz? Beşerler enkaz altında yakınını ararken sizin önceliğiniz neydi? Hakikaten bir önceliğiniz var mıydı?”
“GÜNÜMÜZ TEKNOLOJISINDE ILETIŞIMSIZLIK MUKADDERAT DEĞILDIR!”
Önergesinde geçmişten bugüne yaşanan tüm büyük zelzeleleri hatırlatan Gülcan Kış, teknolojik ilerlemelere karşın Türkiye’de birebir utanç tablosunun tekrarlandığını söyledi:
“1939’dan bu yana birçok acı yaşadık. Erzincan’dan Gölcük’e, Van’dan İzmir’e, Kahramanmaraş’a kadar yüzbinlerce vatandaşımızı kaybettik. Ancak bir arpa uzunluğu yol alamadık. Çin 10G’ye geçti, Avrupa’da kırsal alanda bile yüksek süratli bağlantı heyeti. Bizdeyse hâlâ her afette operatör çöküyor, vatandaş karanlığa hapsediliyor.”
“GSM ŞIRKETLERINE YAPTIRIM VAR MI, YOK MU?”
CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, Ulaştırma Bakanlığı’na şu soruları yöneltti: “Bu firmalara bugüne kadar bir yaptırım uyguladınız mı? Lisanslarını sorguladınız mı? Yoksa yalnızca reklam bütçelerini mi takip ediyorsunuz?”
“VATANDAŞA BORCUNUZ VAR”
Açıklamasının sonunda GSM şirketlerine ve Bakanlığa seslenen Gülcan Kış, kelamlarını şu halde tamamladı:
“Size abone olan, fatura ödeyen her vatandaşın size inanç borcu var. Siz bu inancı her zelzelede yerle bir ediyorsunuz. Bu halka borçlusunuz! Uyarıyorum: Bir sonraki büyük zelzelede yaşanacak irtibat çöküntüsü artık yalnızca teknik değil, direkt siyasi bir sorumluluk olarak tarihe geçecektir.”
