By Ekrem İmamoğlu, hakkında yürütülen soruşturma kapsamında İBB başkanlığı misyonundan uzaklaştırılarak tutuklandı.
İmamoğlu hakkında katıldığı bir panelde İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek ve ailesine yönelik tehdit niteliğinde kelamlar söylediği teziyle soruşturma başlatılmıştı.
Soruşturma sonucu iddianame hazırlandı.
İSTENEN CEZA
İddianamede İmamoğlu’nun ‘kamu görevlisine karşı misyonundan ötürü alenen hakaret’, ‘tehdit’ ve ‘terörle çabada misyon almış şahısları gaye göstermek’ cürümlerinden 2 yıl 8 aydan 7 yıl 4 aya kadar mahpus cezasına çarptırılması talep edilmişti.
Hazırlanan iddianame kapsamında Ekrem İmamoğlu’nun yargılanmasına başlanacak. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Marmara Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi içerisindeki duruşma salonunda görülecek duruşma saat 10.00’da başlayacak.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek ‘mağdur’, Ekrem İmamoğlu ise ‘şüpheli’ sıfatıyla yer aldı. Hazırlanan iddianamede, mağdur Gürlek’in geçmişte de terör hatalarına bakmakla vazifeli Ağır Ceza Mahkemelerinde Başkanlık, Sulh Ceza Hakimliği ve Adalet Bakan Yardımcılığı görevlerinde bulunduğu, görev yaptığı devirlerde ve hala başta DHKP/C olmak üzere çeşitli silahlı terör örgütlerince maksat haline getirildiğinin bilindiği, bu kapsamda terör örgütlerinin çeşitli basın ve yayın organları ile toplumsal medya hesaplarında açık kimlik bilgileri ve fotoğrafının yayınlanarak tehdit edildiği anlatıldı.
İddianamede İmamoğlu’nun, hakkında isimli süreç başlatılan CHP Gençlik Kolları Başkanı Cem Aydın hakkında yaptığı konuşmasının silahlı terör örgütlerine maksat gösterme ve servis etme mahiyetinde olduğu, hukuksal müdafaa altına alınan terörle gayret eden bireylerden biri olan Gürlek’i maksat gösterme kabahatini işlediği kaydedildi.
İMAMOĞLU’NUN “SENİN ZİHNİN ÇÜRÜMÜŞ DE…” KELAMLARINA YER VERİLDİ
İddianamede İmamoğlu’nun “Bak, bak başsavcı sana söylüyorum. Senin zihnin çürümüş de…” kelamlarıyla Gürlek’i küçük düşürmeye çalıştığı, kelamların küçültücü tabir niteliğinde olduğu, kanıyı açıklama sonlarını aştığı, kişinin saygınlığına ziyan vermeyi amaçladığı ve görüş açıklama niteliğinde bulunmadığı aktarıldı.
İmamoğlu’nun mahkemeler nezdindeki kamu davalarında misyonlu eksperlerden biri olan şahsı, misyonlu tek uzmanmış üzere lanse ederek, gerçeğe karşıt biçimde soruşturma şüphelileri lehine sonuç doğuracak karar verilmesi gayesiyle alenen maksat gösterdiğinin belirtildiği iddianamede, ayrıyeten bu hedefle ismini de açıklayarak yargı misyonu yapanı etkilemeye teşebbüs ettiği, misyonunun getirdiği pozisyonu ve nüfusunu basın önünde aleni olacak formda kullanarak yargı organları ve mensupları üzerinde baskı oluşturmayı ve mensubu olduğu parti lehine etkilemeyi amaçladığı söz edildi. Hazırlanan iddianamede İmamoğlu’nun ‘kamu görevlisine karşı vazifesinden ötürü alenen hakaret’, ‘tehdit’ ve ‘terörle çabada misyon almış bireyleri gaye göstermek’ hatalarından 2 yıl 8 aydan 7 yıl 4 aya kadar mahpus cezasına çarptırılması talep edildi.
Öte yandan iddianamede, Türk Ceza Kanunu 53. unsurunun 1. fıkrasında yer alan “kişi, taammüden işlemiş olduğu kabahatten ötürü mahpus cezasına mahkumiyetin yasal sonucu olarak, ‘sürekli, vadeli yahut süreksiz bir kamu misyonunun üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden yahut devlet, vilayet, belediye, köy yahut bunların kontrol ve nezareti altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya yahut seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten mahrum bırakılır” unsurunun uygulanması da istendi.
