By
GAZİANTEP’in tarihi mirası, Altınbaş Üniversitesi Kuyumculuk ve Mücevher Tasarımı Kısmı öğrencilerinin ellerinde tekrar hayat buldu. Kentin tarihinden ilham alınan projede, Zeugma Antik Kenti’nin simgesi haline gelen ‘Çingene Kızı’ mozaiğinin eksik kesimleri, öğrencilerin hayal gücüyle taş, boncuk, altın ve gümüş kullanılarak tamamlandı. Mozaiklerin eksik kısımları, kimi öğrencilerin kumaş desenlerinden ilham alan dokunuşlarıyla yine şekillendi. Antep’in Kurtuluş Savaşı’ndaki destansı gayreti de öğrencilerin dizaynlarında hayat buldu. Hüseyin ile Emu’nun yüz yıllık kavuşamayan aşkı, takı dizaynlarında sembolik bir kavuşmaya ilham kaynağı oldu.
Şu anda eskiz ve tasarım basamağında olan projedeki dizaynlar, üniversitenin akademik konseyinin değerlendirmesinin akabinde Altınbaş ve Asos firmaları tarafından üretilecek. Projenin, Gaziantep’in kültürel zenginliğini takı ve tasarım ile tüm dünyaya tanıtması hedefleniyor.
KUYUMCULUK BÖLÜMÜ İSTANBUL’DA BULUŞTU
IJS Istanbul Jewelry Show – 57’nci İstanbul Memleketler arası Mücevherat, Saat ve Gereçleri Fuarı kapılarını İstanbul’da açtı. Kuyumculuk ve mücevher dalının önde gelen markalarını bir ortaya getiren fuara yaklaşık bin 500 firma katıldı. Fuarda altın, pırlanta, gümüş takılar, pahalı taşlar, saatler, kuyumculuk ekipmanları, makineler ve yan sanayi eserlerinden oluşan geniş bir eser yelpazesi sergilendi. 150’ye yakın ülkeden ziyaretçinin katıldığı fuarda Altınbaş Üniversitesi de öğrencilerin dizaynlarından oluşan özel bir koleksiyonla yer aldı.
Altınbaş Üniversitesi Kuyumculuk ve Mücevher Tasarımı Kısmı ile Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, şubat ayında Gaziantep’in varlıklı kültürel mirasını mücevher dizaynlarına yansıtmayı amaçlayan kapsamlı bir iş birliği gerçekleştirmişti. Proje kapsamında öğrenciler, Zeugma Antik Kenti, Panorama 25 Aralık Müzesi ve çeşitli müzelerde saha araştırması yaptı. Antik mozaikler, klâsik desenler ve Antep savunmasına dair semboller öğrencilerin ilham kaynağı oldu. Araştırma sürecinin akabinde öğrenciler, müşahedelerine dayalı çizimler ve numuneler hazırladı.
Özellikle tamamlanmamış mozaiklerin altın, gümüş ve boncuklarla yine kurgulanması, kutnu kumaşının takı dizaynına entegre edilmesi üzere yenilikçi fikirler dikkat çekti. Seçilen dizaynlar, Altınbaş Üniversitesi’nin Asos Pırlanta markasıyla iş birliği içinde üretilerek Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı müze mağazalarında satışa sunulacak. Böylelikle hem Gaziantep’in kültürel bedelleri görünür kılınacak hem de öğrenciler gerçek bir üretim sürecine katılarak tecrübe kazanacak. Projenin, farklı kentlerde emsal çalışmalarla devam etmesi planlanıyor.
KÜLTÜREL MİRAS PROJESİ
Altınbaş Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı İmam Altınbaş, üniversitenin çalışmaları ve kuyumculuk kesimine ait açıklamalarda bulundu. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ile yürütülen Kültürel Miras Projesi hakkında bilgi veren Altınbaş, projeye büyük ehemmiyet verdiklerini belirtti.
Altınbaş, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ile yürütülen iş birliğinin sırf bir tasarım projesi olmadığını, birebir vakitte kültürel mirasın geleceğe taşınması açısından da çok değerli olduğunu vurguladı. Altınbaş “Biz Antepli bir aile olarak bu projeye gönülden takviye verdik. Fatma Liderimiz bu türlü bir çalışma yapmak istediğinde, ‘Bizim üniversite sizin üniversiteniz’ dedik. Bu iş birliği, sadece Gaziantep için değil, Anadolu’nun dört bir yanındaki kültürel pahaların ortaya çıkarılması ismine da değerli bir başlangıç” dedi.
Altınbaş, Gaziantep’in sırf Zeugma ile değil, Çingene Kızı mozaiği ve öbür kültürel miraslarıyla da büyük bir ilham sunduğunu belirtti. Üniversite öğrencileri ve akademisyenlerin bölgedeki tarihi ve kültürel zenginlikleri yerinde gözlemleme fırsatı bulduğunu belirten Altınbaş, bu müşahedelerin ise dünya pazarına hitap eden dizaynlara ilham vereceğini söyledi.
‘KUYUMCULUK BABAMIZIN MESLEĞİ’
Kuyumculuk dalına dair esaslı geçmişlerinden kelam eden Altınbaş, şu açıklamalarda bulundu:
“Kuyumculuk bizim babamızın mesleği. 1950’den beri bu kesimin içindeyiz. 1980’lerden sonra Türkiye’de üretim kültürü büyük bir ivme kazandı. Lakin bölüm bu süratli gelişime insan kaynağı açısından yetişemedi. Bu boşluğu kapatmak için 2006’da üniversitemizi kurduk. 2011’de birinci öğrencilerimizi aldık. Birinci günden beri Kuyumculuk ve Mücevher Tasarımı Kısmımız var. Bu kısımdan mezun olan öğrencilerimiz bugün dizayncı olarak çalışıyor”
Akademik birikimi dala taşımaya ehemmiyet verdiklerini belirten Altınbaş, Türkiye Kuyumculuk Meclisi Başkanlığı misyonunu sürdürdüğünü, geçmişte Mücevher İhracatçılar Birliği Başkanlığı yaptığını da hatırlattı.
‘TARİHİ MİRASI EN HOŞ KESİMLERLE GÜN YÜZÜNE ÇIKARACAĞIZ’
Altınbaş Üniversitesi Öğretim Vazifelisi ve Assos Pırlanta Tasarım ve İş Geliştirme Müdiresi Yasemin Kantarçeken projenin Gaziantep’in kültürel kıymetlerini en yeterli halde yansıtmayı hedeflediğini söyledi. Üretilen yapıtların Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı müze mağazalarında sergilenip satışa sunulacağını belirten Kantarçeken, “Zeugma devrinde Mezopotamya’da çok fazla eser üretilmiş lakin bunların birçok tarihin sayfalarında saklı kalmış. Biz bu eserleri son teknolojiyle tekrar hayata geçireceğiz ve koleksiyonlar oluşturacağız” dedi.
Altınbaş Üniversitesi Kuyumculuk ve Mücevher Tasarımı Kısım Lideri Dr. Arzu Altınçelik Teke ise üniversite ve eğitim yaklaşımları hakkında bilgiler paylaştı. Teke şunları söyledi:
“Bölümümüz 2011 yılında kuruldu. 4 yıllık lisans programıyız. Şu an 90’a yakın faal öğrencimiz var. Dizayndan teknik çizime, bilgisayar dayanaklı dizayndan pazarlamaya kadar dala hitap eden bütüncül bir eğitim anlayışı benimsiyoruz. KOP ve staj programlarımız sayesinde öğrenciler bölümle direkt temas kuruyor. 2023 yılında milletlerarası akreditasyon aldık. Öğrencilerimiz diplomalarını Rusya hariç tüm ülkelerde kullanılabiliyor.”
Geçtiğimiz hafta Gaziantep’te saha çalışması yapan öğrencilerin birçok müzeyi ziyaret ettiğini aktaran Teke, her öğrencinin ilham aldığı öğelere nazaran özel dizaynlar geliştirdiğini söyledi.
ÖĞRENCİLERDEN TARİHTEN İLHAM ALAN TASARIMLAR
Üniversitenin öğrencilerinden Emine Şeyma Araboğlu da Gaziantep’te gerçekleştirdikleri saha seyahatinin akabinde edindikleri tecrübeleri paylaştı. Araboğlu “Zeugma’da çok tesirli eserler var. Bizim oraya bir tamamlamamız gereken, devamını sağlamamız gerektiğini düşündüğümüz dizaynlar var. Çingene Kızı üzerinden biraz çalışmak istiyoruz. Yapıtlarda yazan metinleri de biraz kullanmak istiyoruz; Çok yakışacağını düşünüyoruz. Onunla birlikte Panorama Müzesi’nde tarihi olarak Antep’in kurtuluşunu ele almayı planlıyoruz” diye konuştu.
Şeyma Araboğlu ayrıyeten, kendilerini en çok etkileyen yapıtlardan birinin tamamlanmamış bir aşk öyküsü olduğunu belirtti. Araboğlu “Orada mesela etkilendiğimiz bir eser vardı; çok aşık olmuşlar ancak birbirlerine kavuşamamışlar. Kanlı bir mektup vardı. Oradaki o tamamlanmamış aşkı biz eserlerimizde tamamlamak istiyoruz. Oradaki mektupları kullanabiliriz, saç vardı, oradan bir ilham alabiliriz diye düşündük” dedi.
HEJAZİ: EKSİK KESİMLERİ HAYAL GÜCÜMÜZLE TAMAMLIYORUZ
Zeina Hejazi ise proje kapsamında yürüttükleri çalışmaları şu sözlerle anlattı:
“Fotoğraflarımızı çektik, çalışmaya başladık, çizimler ve eskizler yapmaya başladık. Numuneler başladı. Oradan birtakım kitaplar aldık, ilham kaynaklarımız oldu. Kumaşlar verdiler bize, sağ olsunlar; kutnu tekniği ile yapılmış.”
Zeina Hejazi, dizaynlarında Gaziantep’e mahsus kutnu kumaşını ön plana çıkarmak istediklerini belirtti. Hejazi şunları söyledi:
“Kutnu kumaşını takılara entegre etmek istiyoruz. Kolyelerle, bileklik stilinde. Hem Zeugma’daki motifleri hem Kutnu kumaşını birleştirmek istiyoruz. Zincir yerine kutnu kumaşını toka ve broş üzere takılarda kullanmayı düşünüyoruz. Mozaikler tamamlanmamış bir biçimde. Bu eksik kesimleri altınlarla, takılarla tamamlamak istiyoruz. Kimileri kumaş deseniyle tamamlanacak, kimilerini gümüşten, taştan, boncuktan yapacağız. Hayallerimizi kullanarak,parçaları tamamlamayı düşünüyoruz..”
