By CHP lideri Özgür Özel partisinin küme toplantısında TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Lider için Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen merasim sonrası taarruza uğramasıyla ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
‘Bir karşılığımız olacak’ diyen Özel, ‘Yarın akşam Beyazıt meydanındayız. Cumartesi Van’dayız, 19 Mayıs’ta İzmir’deyiz. Okudun mu karşılığı?’ tabirlerini kullandı.
Özel, kendisine atak düzenleyen Selçuk Tengioğlu ile ilgili de enteresan bir iddiada bulundu.
CHP lideri Özel, saldırgan Tengioğlu’nun Ocak ayında İBB’ye giderek Ekrem İmamoğlu’na suikast yapılacağını ihbar ettiğini söyledi.
Özel’in açıklamalarından satır başları şöyle:
‘SIRRI ABİNİN SIRRINI SÖYLEYECEĞİMİZ GÜN BİR ŞEY OLDU’
Sırrını söyleyeceğimiz gün, Sırrı abinin, onu sıfırlayıp öbür dünyaya, cennete yollayacağımız gün öbür bir şey oldu. Bir atak gerçekleşti ve maalesef en büyük kederim odur ki, canımı yakan odur.
Yoksa o evlat katili bizim canımızı yakamaz. Canımı yakan, o gün uzun uzun Sırrı Süreyya Başkan’ın yaptıkları konuşulacakken, hayatı konuşulacakken, barış, kardeşlik konuşulacakken hücum konuşuldu. O yüzden yalnızca bir ıstırap içindeyim. Ne diyeceksin akına? Açık olmak, net olmak lazım.
‘SALDIRI AÇIK BİR MEKTUPTUR, İHTAR ÇEKTİLER’
Saldırı bize, bana, size, hepimize yazılmış bir açık mektuptur. Bir ihtar çektiler. Birinci gün dediğim yerdeyim. Hiçbir siyasi partiyi, oluşumu bu işten direkt sorumlu tutmuyorum. “Şu yapmıştır, bu yaptırmıştır.” asla demem. Kimin yaptığını araştırmak savcının, kimin yaptığını araştırmak polisin, devletin vazifesidir. Bütün ilişkilerine ulaşmak misyonlarıdır. Burada Adalet ve Kalkınma Partisi idaresi, iktidarının 23. yılında bir büyük imtihan verecek. Şayet bu işin uzandığı her yere kadar dosdoğru bir soruşturma ve kovuşturma yapılırsa ne ala. Hiçbir sorun yok. O güne kadar ben bu yükü kimsenin sırtına vuramam. Fakat işin ucu bir yerlere gittiğinde tıkanırsa o vakit o bir yeri de, bunun üstüne gitmeyeni de konuşmak benim hakkım olur.
‘İKTİDAR SORUMLULARI ORTAYA ÇIKARTSIN’
İlk andan itibaren siyasi partilerin genel liderleri, sivil toplum örgütlerinin, sendikaların, tüm sendikaların, neredeyse tüm sivil toplum örgütlerinin, meslek örgütlerinin, derneklerin yani bugüne kadar kimle temas etmiş, kime dokunmuş, kiminle görüşmüşsek ve görüşememişsek herkesin, bütün dostların hüzün beyanlarını duyduk, açıklamalarını okuduk, yeterli dileklerini duyduk. Çok telefonla konuştum ancak tahminen elli katıyla konuşamadım. Açamadıklarımız, dönemediklerimiz hakkını helal etsinler ve çok değerli tespitler vardı. Bu noktada, bu noktada ilgili bakanlar, Cumhurbaşkanı, AK Parti’den değerli isimler, arayan herkesin lakin herkesin göstermiş olduğu o an itibariyle, o andan bu ana kadarki sorumlu lisana teşekkür ederim. Bizi içinde bulunduğumuz bu atmosferden çıkaracak samimi adımların atılması gerekiyor. Şunun farkındayım. Şunun açıkça farkındayım. Bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu durumda birileri, o birileri kim, açığa çıkarmak devletin misyonu. Şu an devletin kademelerini yöneten hükümetin vazifesi.
‘MEKTUBU KALIN KALIN YAZMIŞLAR’
Ama birileri bize şunu söylüyor. Diyorlar ki: “Biz Türkiye’yi bir noktaya getirdik, bir şeye karar verdik. Siz bu kararın önünde engelsiniz. Siz direniyorsunuz, itiraz ediyorsunuz. Hatta yaptığımız işi darbe olarak nitelendirip bu kurduğumuz planı bozmak için emek ediyorsunuz, uğraş veriyorsunuz. Sokağa çıkıyorsunuz, meydanları dolduruyorsunuz. Her hafta bir yerde miting, her çarşamba bir yerde miting, daima gündemde tutuyorsunuz. Durun, oturun, Ankara’ya dönün ve partinizde oturun.” Bunu da çok net bir halde mektubu kalın kalın yazarak yollamışlar. Kimi yolluyor? Bir evlat katilini. Diyor ki: “Evladını öldürmüş, sana mı kıymayacak? Evladını öldürmüş birinin eli sana değdi. Bugün eli boştu, yarın diğer bir şey olabilir.” diyor. Bu saldırıyı evvelce gelip planlayıp, görünerek, ona iki saat orada biz beklettik ve sana sokakta saldırttık.” diyor. Yoksa AKM’de yanı başıma da oturtabilirlerdi onu.
‘CESARETİN VARSA ELİNİ DOLDUR YOLLA’
Saldırıya bir karşılığımız olacak. Yarın akşam Beyazıt Meydanı’ndayız. Cumartesi Van’dayız. 19 Mayıs’ta İzmir’deyiz. Yanıtımız budur, yanıtı okudunuz mu! Hadi oradan! Gazi partisi o mektubu bu türlü okur kardeşim. Haydi artık o evlat katilini çıplak yollayana söylüyorum. Cüretin varsa elini doldur da yolla.
İMAMOĞLU’NA SUİKAST İDDİASI
Arkadaşlar ayrıntılarını paylaşsınlar. Bu yılın ocak ayında dünkü bebek, evlat katili saldırgan İBB’ye gelir. “Benim koğuşta birlikte yattığım arkadaşlar artık tutuklamaya sevk etmişler. Işık süratiyle da tutuklamışlar. Bu soru sorulmadıysa bir geri çağırsınlar. İBB’ye gelmiş. ‘Koğuşta birlikte yattığım arkadaşlara talimat verildi. İmamoğlu’na suikast yapılacak.’ demiş. İhbar etmeye geldim demiş.” Bakın nasıl bir koğuşta yatmış? Bu irtibatta olduğu arkadaşları kimmiş? Bizimkiler polisi çağırıp, iki kişi, iki polise vermişler. “Alın, dinleyin. Bu bu türlü savda bulunuyor.” diye.
Kapıyı çalacak. “Ben iki evladın katili adamım. Yeni çıktım içeriden 3 yıl 4 yıl evvel. Koğuş arkadaşlarımla irtibatım devam ediyor. İmamoğlu’na suikast buyruğu aldılar, bilginiz olsun.” diyecek. Savcı Bey, bir baktın mı o koğuşa ya? O koğuş arkadaşları nerede? Bizim bahsimiz ne? Bizim mevzumuz İmamoğlu’na suikast yapacak diyen adam dün herkesin gözü önünde ana muhalefet başkanına saldırıyor. Bu adamı birileri bu türlü kullanıyor. Sen niçin jammer açtın? Vallahi biz bu ülkede yarattığınız endişe imparatorluğu yüzünden, bütün telefonlar dinleniyor diye bütün kayıtlar gazetecilerle Ekrem Bey’in yaptığı olağan görüşmeleri alıp otelden sevk eden siz değil misiniz basına? Oraya sen her türlü bürokratla görüşeceksin, bilim insanıyla görüşeceksin, iş insanıyla görüşeceksin. Rekabet ettiğin kişi görüşürse onların hepsine çökeceksin.
