By
Sıhhat Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu ve Ulusal Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin, ‘Sağlıklı Çocuk Sağlıklı Gelecek’ programının tanıtım toplantısına katıldı. Toplantıda konuşan Kemal Memişoğlu, “Sınıflarda yahut derslerde öğrendikleri sıhhat bilgisini tıpkı vakitte covidde, zelzelede kahramanlıklar gösteren onlarla gurur duyduğum sıhhat çalışanlarının ağabeyleri, ablalarıyla bir arada burada ambulanslarına, UMKE araçlarına, acil durum hastanelerine dokunarak ve bugünü hayatlarının en kıymetli anılarından bir tanesi olarak hissederek çocuklarımızın sıhhatini ve sağlıkçıyı birebir vakitte hami sıhhati benimsemesini amaçlıyoruz. Bu temelinde bugün yaptığımız iş gelecekteki toplum sıhhatini birebir vakitte sağlıklı bir toplumu oluşturacaktır” dedi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ise, “Akıl ve ruh dinginliği olan, akıl ve ruh sıhhati yerinde olan bireyler yetiştirmek istiyoruz. Bu bireyler güçlü bir toplum, sağlıklı bir toplum inşa edecekler. Sağlıklı bir toplum inşa edildikten sonra da ülkemiz Türkiye Cumhuriyeti Devleti, sağlıklı bir dünyanın inşası için çaba eden güçlü bir ülke haline dönüşmüş olacak” tabirlerini kullandı.
Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu ve Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, ‘Sağlıklı Çocuk Sağlıklı Gelecek’ tanıtım programına katıldı. Güngören’deki 50. Yıl Ahmet Merter İlkokulu mesken sahipliğinde gerçekleştirilen programa Kemal Memişoğlu ve Yusuf Tekin’in yanı sıra İstanbul Valisi Davut Gül, Vilayet Sıhhat Müdürü Abdullah Emre Güner, Halk Sıhhati Genel Müdürü Doç. Dr. Muhammed Emin Demirkol, Güngören Belediye Lideri Bünyamin Demir, Güngören Kaymakamı Abdullah Küçük, sıhhat çalışanları, öğretmenler ve veliler katıldı. Programın başında iki Bakanlık arasında iş birliği protokolü imzalandı.
Tanıtım etkinliğinde çocuklar, 112 Acil ve UMKE araçlarını yakından tanırken aile hekimliği uygulamalarını deneyimledi, sağlıklı beslenme, fizikî aktivite ve hijyen üzere sağlıklı hayat hususlarında bilgi aldı. Her öğrenciye ‘Sağlık elçisi rozeti’ ve ‘Sağlık elçisi vazife kartları’ verildi. Programın merkezinde yer alan ‘Sağlık Elçisi’ modeliyle, çocukların sıhhat bilgilerini yalnızca öğrenmekle kalmayıp paylaşma ve yayma sorumluluğu kazanmaları amaçlanıyor.
‘SAĞLIK KÜLTÜRÜNÜ ARTTIRMAK İÇİN SAHA PROGRAMINI BAŞLATTIK’
Öğretmenlerin toplumun geleceğinin sıhhatini inşa ettiğini belirten Memişoğlu, “Bizler bugün yakın periyodun sıhhatini yönetiyoruz. Onlar toplumun geleceğinin sıhhatini inşa ediyorlar. Onun için hepsinin emeklerine sıhhat. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği üzere koruyan, geliştiren ve üreten sıhhat modeliyle sağlıklı Türkiye Yüzyılı programını başlattık. Bu ne demek? Sağlıklı kalmayı öncelik tutuyoruz. Koruyan, kendisinin vücuduna bakan ve sağlıklı bir toplum oluşması için beslenmesinden hareketine alışkanlıklarından günlük hayatına kadar her hususta sağlıklı kalmak için şuurlu olan, kendini geliştiren bir toplum amacındayız. Onun için bunun başında toplumun eğitimi, kendini geliştirmesi gerekiyor. Biz her vakit söylediğimiz üzere hami sıhhatin temeli olan aile hekimliğini ve vali doktoruyla bir arada sağlıklı hayat merkezlerimizin çok daha fazla kullanılmasını, oradan sıhhatin kültürünün oluşturulmasını amaçlıyoruz. O nedenle biliyorsunuz sağlıklı hayat merkezlerimizde ve çok fazla merkezimizle birlikte insanlarımızı sıhhat kültürünü arttırmak için saha programını başlattık. Sağlıklı hayat akademisi, beşerler nasıl sağlıklı kalacağını buralarda çok daha fazla öğrenecekler” sözlerini kullandı.
‘ÇOCUKLARIMIZIN SIHHATİ VE SAĞLIKÇIYI GÖZETİCİ SIHHATİ BENİMSEMESİNİ AMAÇLIYORUZ’
Toplumun sıhhati ile ilgili 3 riskin olduğunu tabir eden Memişoğlu, “Bugün baktığımızda toplumumuzun en büyük risklerinden üç tanesi var. Bunların bir tanesi kilo, makûs beslenme, makus alışkanlık ve hareketsizlik. Bu üç risk maalesef toplumumuzun önünde. Bunu yalnızca sağlıkçılar olarak yalnızca sıhhat hizmetleriyle başarma bahtımız yok. Bunu toplumun her bölümünün bireyin uğraşıyla, bize katkısıyla başarabiliriz. O nedenle çocuklarımızın sıhhat şuurunu ve kültürünü arttırmak gayesiyle oluşturduğumuz bu program temelinde farklı maksatta gidiyor. Bu nedir? Sınıflarda yahut derslerde öğrendikleri sıhhat bilgisini tıpkı vakitte covidde, zelzelede kahramanlıklar gösteren onlarla gurur duyduğum sıhhat çalışanlarının ağabeyleri ablalarıyla birlikte burada ambulanslarına, UMKE araçlarına, acil durum hastanelerine dokunarak ve bugünü hayatlarının en kıymetli anılarından bir tanesi olarak hissederek çocuklarımızın sıhhatini ve sağlıkçıyı birebir vakitte kollayıcı sıhhati benimsemesini amaçlıyoruz. Bu temelinde bugün yaptığımız iş gelecekteki toplum sıhhatini tıpkı vakitte sağlıklı bir toplumu oluşturacaktır” dedi.
‘SİZ BİZİM İÇİN SIHHAT ELÇİSİ OLACAKSINIZ’
Öğrencilere seslenen Memişoğlu, “Ben çocuklarımıza seslenmek istiyorum. Sizden bir kelam almak isteyeceğim. Bundan sonra siz bizim için sıhhat elçisi olacaksınız. Artık geleceğimizin sıhhati emin ellerde” halinde konuştu.
‘İŞİN MERKEZİNE EVVEL SAĞLIKLI BİR BİREY, SAĞLIKLI BİR TOPLUM VE SAĞLIKLI BİR DÜNYAYI KOYUYORUZ’
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ise, “Biz Ulusal Eğitim Bakanlığı’yız. Biz eğitim veriyoruz. Temel parametremiz nedir? İnsanın sağlıklı bir biçimde hayatına devam edebilmesi. Biz dolayısıyla Milli Eğitim Bakanlığı olarak işin merkezine evvel sağlıklı bir birey, sağlıklı bir toplum ve sağlıklı bir dünyayı koyuyoruz. Biz buradan hareket ediyoruz. Yaptığımız iş aslında buna hizmet etmek durumunda. Yani bütün eğitimimizi çocuklarımızın beden bütünlüğünün, temel hayat hürriyetlerinin sağlanabilmesi, ömrünü devam ettirebilmesi ve ömür işlevlerini eksiksiz bir biçimde yürütebilmesi için biz çocuklarımızı, gençlerimizi yetiştirmeye gayret sarf ediyoruz. Bu türlü baktığımızda bugünkü etkinliğimiz nitekim çok önemli” sözlerini kullandı.
‘AKIL VE RUH DİNGİNLİĞİ OLAN BİREYLER YETİŞTİRMEK İSTİYORUZ’
Eski müfredatların kazanım odaklı olduğunu belirten Tekin, “Biz diyoruz ki eski müfredatlarımız kazanım odaklıydı. Çocuklarımıza bilgi vermeyi, çocuklarımızı bilgiyle donatmayı hedefliyordu. Biz ne yaptık? Biz dedik ki yalnızca bilgi vermek kâfi değil. Bilginin hayat maharetlerine dönüşmesi lazım. Münasebetiyle maharet odaklı, temel paradigması maharet olan toplumsal hayatta hünere dönüşmek olan bir program mantığı benimsedik. Münasebetiyle Sıhhat Bakanımıza bu manada bu muştuyu bir defa huzurlarınızda vermiş olalım. İkincisi Türkiye Yüzyıl Maarif modeliyle biz öteki şeyler de yaptık. Programlarımızın odağına biraz evvel söylediğim şeyi yerleştirdik. Biz dedik ki evvel birey evvel insan. Nasıl bir insan? Akıl ve ruh dinginliği olan, akıl ve ruh sıhhati yerinde olan bireyler yetiştirmek istiyoruz. Bu bireyler güçlü bir toplum, sağlıklı bir toplum inşa edecekler. Bu sağlıklı bir toplum inşa edildikten sonra da ülkemiz Türkiye Cumhuriyeti Devleti, sağlıklı bir dünyanın inşası için çaba eden güçlü bir ülke haline dönüşmüş olacak. Biz kendi eğitim öğretim programlarımızda istiyoruz ki çocuklarımız hem kendi beden sıhhatlerini düşünsünler hem kendi beden sıhhatleri için gerekli olan şeyleri öğrensinler ve hayata geçirsinler. Hem de güçlü bir toplum için güçlü bir devlet için yek bedelinin temel hak ve hürriyetlerine hürmet gösteren, yek pahasının fikirlerine, farklılıklarına ve kişisel farklılıklarına müsamahayla yaklaşan onu ötekileştirmeyen, ayrıştırmayan bir bakış açısıyla çocuklarımızı yetiştirmek arzusundayız” dedi.
