By İBB Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu operasyonunun ikinci dalgasına ‘rüşvet’ savları ile gözaltına alınan İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa ile Etraf Muhafaza ve Kontrol Daire Başkanı Adem Şanlısoy hakkındaki tezler, Tanpa Madencilik’in yetkilisi Muhittin Erusta ile İdris Özcelep’in sözlerine dayandırıldı. Şirket yetkilileri hafriyat döküm alanı müsaadesi için kendilerinden rüşvet istendiğini ileri sürmüşlerdi.
İÇERİYE ALINMADI
İSKİ Genel Müdürü Başa, Emniyet ve Adliye’deki sorgusunda rüşvet argümanlarını reddetti. Başa, kelam konusu şahısların daima tehditlerde bulunduğunu, bunların güvenlik ünitelerine iletildiğini ve kayıt altına alındığını belirtti. Başa’nın tabirinde de söylediği imgelerde ise Laboratuvar Binası Giriş kapısına 29 Mayıs 2024 yılında gelen İdris Özcelep güvenlik vazifelisi tarafından içeriye alınmadı.
İçeriye alınmayan Özcelep “Geliyorum buraya projeyi tamamlamak için, hiçbir hukuksuzluk, ahlaksızlık hiçbir halde bir şeyim yok hala daha benim üstüme geliyor. Kâfi kardeşim bunaldım, konutumu barkımı çoluğumu çocuğumu terk ettim. Para kaybedersin amenna, namımızı onurumuzu kaybettik farklı bir şey ruh sağlımı kaybetmek üzereyim kardeşim”
Güvenlik vazifelisi: Doğrudur. O mevzuları ben bilmiyorum.
İdris Özcelep: Yok kardeşim gelsin polis arkadaşlar diyeceğim ki bu türlü böyle. Bu seferde bu türlü yasal hakkımı arayacağım.
Güvenlik vazifelisi: Arayabilirsiniz.
İdris Özcelep: “Üstüne alınma, bizde askeri kökenleri olan biriyiz.
Güvenlik vazifelisi: Asla fevri yada ferdi algılamıyoruz.
İdris Özcelep: Sen güvenliğini yapacaksın. Bu kuruluşun güvenliğini sağlayacaksın.
Güvenlik vazifelisi: Burada ki arkadaşların hiç birisi de size saygısızlık etmemiştir.
İdris Özcelep: Olmadı da aslında. Fakat bana raporda ne yazmışlar müdürüm. Ben girmişim koridorlara küfür etmişim üstüne yürümüşüm. Ben buraya girdiğim vakit daima çikolatalarla müdürlerime makamlarıma daima bu türlü adap yordamla geldim. Bu nereden çıktı kardeşim. Bırak ticari mevzuyu insanın manevi konusu var burada. Olmaz olmaz ben bunu yakıştıramadım kendime. Toplantı yapıyoruz Begüm Hanımla, adam bu türlü oturuyor lakayt biçimde sandalyede bu türlü dönüyor “Senin yaptığın iş Cumhurbaşkanlığından, bakanlıktan kanunsuz” diyor. Beni taciz ediyorsun diyorum. Sen bana nasıl bu türlü bu halde davranabilirsin bunu deme hakkın senin bana yok dedim. Ben yeniden adabımı üslubumu korudum çıktım. Benim bugün çekim yazıldı oyum yazıldı, buyum yazıldı. Haklı olduğum yerde ailemi kaybedecek yere geldiğim vakit ben feryat ederim. Niye yaşıyorum ben. Senin de çoluğun çocuğun var. Haksız olsam tut kulağımdan vur tekmeyi. Üst makama söylüyorum. Çek kulağımdan bu türlü böyle kanunsuzluğun var, haydi bakalım. Ankara’yı arıyorum “O seninle dalga geçiyor seni tırmandırmaya çalışıyor, biz seni o kanundan yararlandırdık” benim yararlandığım kanunu adam benim önüme mani olarak yazmış bu türlü bir şey olmaz abi ya…Vallahi olmaz billahi olmaz. Neyse arkadaşlar gelsin ben kederimi ben yapacağım işimi” dedi.
