By Türkiye’den vizesiz seyahat edilebilen ülkeler ortasında yer alan Güney Kore’ye birinci sefer giden iki Türk vatandaşı, sıkıntı anlar yaşadı. İki genç, havaalanında pasaport denetimi sırasında kız arkadaşıyla birlikte çeşitli sorulara tabi tutulduklarını söyledi.
Pasaport denetimi esnasında kendilerine “Yanınızda ne kadar paranız var?”, “Nerede kalacaksınız?”, “Bu sizin birinci yurt dışı seyahatiniz mi?”, “Neden birinci olarak Güney Kore’yi tercih ettiniz?” üzere sorular sorulduğunu belirten Arslan, tereddütsüz cevaplar vermelerine karşın “K-ETA” vizesindeki adres farklılığı nedeniyle kendilerine kuşkuyla yaklaşıldığını söyledi.
Elektronik vize başvurusu esnasında rezervasyon yaptıkları Airbnb’nin iptal edilmesi nedeniyle öteki bir adres yaptıklarını ve öteki bir yer ayarladıklarını da söz eden Arslan, “Bunun üzerine gümrük memuru şüphelenip, bir yetkiliyi çağırdı. Bizim birinci başvurduğumuz adresin değişmesinin sebebi, Airbnb üzerinden yaptığımız muahedenin sonradan iptal edilmesiydi. Süratlice diğer bir yer ayarladık ve durumumuzu açıkladık” dedi.
Bunun üzerine sorgu odasına alındıklarını ve sorgu öncesi kendilerine verilen kağıtta “Siyasi olaylara karıştınız mı?”, “Irkçılık yaptınız mı?”, “Kore’ye göç başvurusu yapmak için mi geldiniz?” üzere sorulara yer aldığını belirten Arslan, “tereddütsüz” karşılıklar vermelerine karşın çeşitli zorluklarla karşılaştıklarını söyledi.
‘KALACAĞIMIZ YERLERİN WON KARŞILIĞINI SORDULAR’
Arslan, sorgu esnasında ise telefondaki bir mütercim yardımıyla karşılıklar verdiklerini söyledi. Kendisinin ve kız arkadaşının karşılıkları karşısında Koreli yetkililerin ilerleyen süreçte “saçma” ve “mantıksız” sorular sorduğunu lisana getiren genç, “Her şey hazırdı: dönüş biletimiz, kalacağımız yer, seyahat planımız… Ancak buna karşın soruların devamı garipleşti. Bilhassa kalacağımız konutun TL fiyatının Kore Won’u karşılığını sorup ‘Bilmiyorum’ karşılığını aldıktan sonra ‘Neden bilmiyorsunuz? Bunu bilmeniz gerekirdi’ diye reaksiyon verdiler” dedi.
Genç, akabinde seyahat planlarına ait sorular yöneltildiğini de aktararak “Havaalanından meskene nasıl gideceğimiz, meskenden planımızdaki saraylara nasıl ulaşım sağlayacağımız halinde sorular sorulduğunda metro sınırına kadar ayrıntılı bir açıklama yaptım lakin çabucak akabinde, ‘Ulaşıma toplamda ne kadar para ödeyeceksiniz?’ sorusuyla bizi güç durumda bırakmaya çalıştılar. Bu soruya karşılığım, ‘Bilmiyorum, bunun imkansız olduğunu söyledim’ oldu. ‘Önceden plan yapıp gelmeniz gerekirdi’ dediler” biçiminde konuştu.
‘PASAPORT VE BAVULLARIMIZA EL KOYDULAR’
Havaalanı yetkililerinin Türk vatandaşı olmaları nedeniyle kendileriyle dalga geçtiğini ve aşağılayıcı haller sergilediğini de argüman eden genç, “Çeşitli mazeretlerle ülkeye girişimizi engellemeye çalıştılar. Sonunda, ‘Bu kaideler altında sizi ülkemize alamayacağız’ dediler. Biz de durumu kabullenip, dönüş yapmak istediğimizi söyledik. Lakin pasaportlarımıza ve bavullarımıza el koydular. Dönüş biletimiz Japonya’ydı, oraya gitmek istedik lakin kabul etmediler” dedi.
BÜYÜKELÇİLİK VE THY DEVREYE GİRDİ
Havaalanında geçirdiği iki gün boyunca, yetersiz yemek ve ruhsal baskı altında kaldıklarını belirten Arslan, Türkiye’nin Seul Büyükelçiliği ve Türk Hava Yolları (THY) yetkilileriyle bağlantıya geçtiklerini söyledi.
Başta geldikleri Çinli firma ile zorluklar yaşanmasına karşın büyükelçilik yetkililerinin yönlendirmesiyle THY’den geri dönüş biletlerini alarak İstanbul’a sağ salim döndüklerini söz eden 23 yaşındaki genç, “Güney Kore’de yaşadığımız bu süreç, bizi önemli biçimde ruhsal olarak etkiledi. Tatil için geldiğimiz bu ülkede, ne yazık ki tüm paramız boşa gitmiş oldu. Havaalanındaki bu güçlü süreç 130 bin TL’lik bir kayıpla sonuçlandı” dedi.
