Daily Mail’de yer alan habere nazaran; Besin bilimcisi Dr. Zachary Cartwright’e göre, alüminyum folyo yapışkan olmadığı ve yüzeylere tam oturmadığı için hava geçirmez bir ortam yaratamaz. Bu da stafilokok, Bacillus cereus, Clostridium botulinum ve Listeria monocytogenes üzere tehlikeli bakterilerin gelişmesine yer hazırlayabilir.
Stafilokok bakterisi, besin zehirlenmesine yol açan toksinler üretirken; Bacillus cereus mide bulantısı, karın ağrısı ve ishal üzere semptomlara neden olabilir. Daha önemli olaylarda ise botulizm ve listeryoz üzere ölümcül olabilecek enfeksiyonlar gelişebilir. Dünya Sıhhat Örgütü’ne nazaran Clostridium botulinum’un ürettiği toksinler, hudut sistemini etkileyerek felç ve teneffüs yetmezliğine neden olabilir.
İskoçya Gıda Güvenliği Kurumu ise lahana ve meyve üzere yüksek asitli besinlerin alüminyum folyo ile temas etmemesi gerektiği konusunda uyarıyor. Bu çeşit besinler, folyodaki alüminyumla yansımaya girerek metalin yemeğe geçmesine yol açabiliyor. Bu durum hem tat kaybına neden olabiliyor hem de uzun müddetli saklamalarda istenmeyen riskler yaratabiliyor.
ABD Besin Güvenliği ve Kontrol Hizmetleri, artık yiyeceklerin hava geçirmez kaplar yahut kilitli poşetlerle saklanmasını öneriyor. Bu metotlar, hem bakterilerin içeri girmesini önlüyor hem de yiyeceğin nemini ve tazeliğini koruyor.
Sadece yanlışsız halde sarmak da kâfi değil. Yiyecekler, servis edildikten sonra en geç iki saat içinde buzdolabına kaldırılmalı. Şayet ortam sıcaklığı 32°C’nin üzerindeyse bu müddet bir saate düşüyor. Aksi takdirde, bakteri üretimi süratle başlıyor.
Yiyecekleri haftalarca saklamak da riskli. FSA, artanların sırf 48 saat içinde tüketilmesini öneriyor. Buzlukta ise -18°C’nin altında olmak kuralıyla kimi besinler uzun müddet itimatla saklanabiliyor.