By Kamuoyunda “Yenidoğan Çetesi” davası olarak bilinen, bebek acil hastaları evvelce anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip çok sayıda bebeğin vefatına neden olan ve haksız kar sağladıkları öne sürülen 29’u tutuklu 58 sanığın sanık 4’üncü kere hakim karşısına çıktı. Bakırköy Adalet Sarayı’nda 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma bugün 11.00 sıralarında başladı. Marmara Denizi’nde Silivri açıklarında dün meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki zelzele de mahkemenin gündemindeydi.
MAHKEME LİDERİNDEN “DEPREM” UYARISI
Tanıkların dinlendiği duruşma öncesi, mahkeme liderinden artçı sarsıntı uyarısı geldi. Duruşma öncesi mahkeme başkanı, ” 23 Nisan’da yaşanan zelzele sonrası bir ihtar yapmak istiyorum. Artçılar devam ediyor muhtemel bir durumda panik yapmayın. Hengame olmasın sandalye ve masaların altına saklanabilirsiniz. Lütfen kaçmaya çalışırken birbirinize ziyan vermeyin” dedi.
“DOKTOR SÖYLER, SEKRETER EPİKRİZİ YAZARDI”
Tanıkların dinlendiği duruşmada, birinci şahit olarak Avcılar Hospital Hastanesi’nde hemşire olarak çalışan tanık Fulya Akbal dinlendi. Akbal, “Ben Avcılar Hospital’da çalışıyordum. Hemşire olarak yenidoğan yoğun bakım ünitesinde çalıştım 2 yıl boyunca. Çalıştığım devirde, hemşire Serenay Şenkalay, doktor olarak Dursun Hoca, Zeki Hoca ve sekreter Beğenilen Hanım’ı tanırım. 14 Ağustos’ta Tokluoğlu bebek doğduğunda hastanede değildim izinliydim. Ayrıyeten epikrizi doktor yazardı sekreteriyle. Ben hiç görmedim öbür birisinin epikriz yazdığını. Doktor söyler sekreter epikrizi yazardı. Sekreterin hekimin söylediğinin dışında bir şey yazması mümkün değildi” dedi.
“BÜYÜK BEBEKLERİ AĞIR BAKIMA ALDILAR, CİMER’E ŞİKAYET ETTİM”
Bir öbür şahit Sezgin Demirci ise, “Reyap Hastanesi’nde Mart 2023 ile Eylül 2023 ortasında acil tabibi olarak çalıştım. Eylül ayında idare tarafından ayrılmam istendi. Çalıştığım devirde 112 takımları, 28 günlükten büyük bebekleri getirirdi. CİMER’e şikayet ettim. Bu bebekleri yenidoğan ağır bakıma aldığımda bir şey olursa sorumlu ben olurdum. Zira Yenidoğan ağır bakımı vardı ancak çocuk ağır bakım yoktu. 28 günlükten büyük bebekleri çocuk ağır bakıma koymalıyız yenidoğana koymak öteki hastaları risk altına alırdı. Halbuki bize yakın bölgelerde çocuk ağır bakım odası olan hastaneler vardı. İdareye şikayet ettiğim vakit ‘Bu mevzuyu kapat’ dediler. Bana mobbing uyguladılar. Ben de istifa ettim” dedi.
Avcılar Hospital’da çalışan nöbetçi hemşire Meryem Akyürek ise “Tokluoğlu bebek hakkında bir bilgim yok. O devirde yıllık izindeydim. Ben bebek odasında çalışıyordum. Sonrasında da hiçbir şey duymadım. Zeki doktor ile çalıştığım sürece bir ihmaline rastlamadım. Çağırdığım vakit çabucak gelirdi” dedi. Duruşma saat 15.00 sıralarında verilen ortanın akabinde 16.00’da yine başladı.
“BU HASTA SIRADIŞI BİR DURUMDU”
Aranın akabinde Beylikdüzü Medilife Hastanesi’nde çalışan doktor Raşit Çaparoğlu söz aldı. Çaparoğlu, “Opara bebekle ilgili, bir gün iş yerine geldiğimde 6 aylık bir bebeğin yattığını gördüm. 28 günlükten büyük bebekler burada yatmazdı. Şaşırdım ‘Burada yatması yasal değil’ dedim hemşireye. Birkaç gün evvel, acile geldiğini fakat sevk alamadığını bu nedenle burada yattığını söyledi. İdare ve işletmeci işbirliğinde yatışına karar verildiğini söyledi. Bu bebekle ilgilenen kişi Fırat Sarı’ydı. Bu hasta sıradışı bir durumdu. Ben orada bulunduğum sürece mesleğimin niteliği gereği ilgilenmedim.” dedi.
“OPARA BEBEĞE MÜDAHALE YAPILMAMASI GEREKTİĞİ SÖYLENDİ”
Birinci Hastanesi’nde Paramedik olarak çalışan Yaren Sena Kayır ise, “Opara bebeğin sevki yapıldı. Kuveze aldık bakımlarını yaptık. Doğukan Bey geldi Fırat Sarı ile konuştu ve tedavisi için order aldık. Akşam oldu ve bebeğin bakımlarını akşam sorumlusuna teslim ettik. Sonraki gün 18.00 üzere hastaneye gittim. Direkt onun başına gittim sağlıklıydı bir sorunu yoktu. Teslim saatine yakın berbatlaştı. Monitör ihtar verdi kalbini hissetmedik. Doğukan Bey’i aradık ‘Sorun olmaz büyük bebekte duyamayabilirsiniz’ dedi. Bizim monitörler eskiydi prob lazımdı lakin kâfi prob hastanede yoktu. Tuğçe hemşire kalp masajı yaptı. Hepimiz bebeğin başında müdahale ettik. Biz teslim ettiğimizde bebek yaşıyordu; ancak çok derinden geliyordu nabız. Daha sonra bebeğin öldüğünü öğrendik. Doğukan bize ‘Siz duyamıyorsunuzdur’ dedi. Bize rastgele bir müdahale yapılmaması gerektiği söylendi lakin biz kızlar yeniden de tüm müdahaleleri yaptık. Aileden para alınmış ancak ‘Ertesi gün para aileye teslim edilsin’ denildi. Mevzuyla ilgili öbür bir bilgim yok. Tabipler genelde nizamlı olarak viziteye çıkmazdı” dedi.
